Categories
Genel

Bir Günde Neler Yapılabilir?

Depresyon ve anksiyete gibi rahatsızlıklar kişinin hayata dair ümidini kaybetmesine neden olur ve kişi bir günde ne kadar çok şey yapabileceğini, ne kadar çok şeyin bir güne sığdırılabileceğini unutur. 24 saat olarak ele alabileceğimiz bir gün içerisinde yıllardır haberleşmediğiniz arkadaşlarınızın, akrabalarınızın, tanıdıklarınızın hepsiyle haberleşebilirsiniz. Aynı zamanda sizi unuttuklarını düşündüğünüz iş çevrenizin sizi yeniden hatırlamasını bir gün içerisinde sağlayabilirsiniz.

Bir gün içerisinde alışverişe çıkarak bir kişilik mobilya ve yemek takımını baştan sona değiştirebilir, en azından bunların kararını verip gerekiyorsa siparişlerini verebilirsiniz.

Bir gün içerisinde bir askeri birlik ateş altında 25 km’ye varan bir yol alabilir.

Bir gün içerisinde, başlamak istediğiniz herhangi bir şeyin ilk adımını atabilirsiniz.

Bir gün içerisinde bir yabancı dilin elli altmış cümlelik bir kısmını rahat rahat öğrenebilirsiniz.

Örnekler çoğaltılabilir. Zamanımızı ayırdığımız dilimlerin nisbeten küçük olanlarından saydığımız bir gün, bir çok konuda adım atmanıza ve yaşamınızı istediğiniz yönde değiştirmeye başlamanıza yeterli bir zaman dilimi olabilir. Daha da iyisi, yine bir çok şey sığdırabileceğiniz bir sonraki güne, önceki gün bir şeyler yapmış olarak uyanırsınız. Bu da sizi bir sonraki güne daha büyük bir rahatlık ve güven duygusuyla taşır.

Bunların üzerine bir de hayatın ne kadar kısa olduğunu hatırlatmama gerek var mı?

Categories
Genel Kişisel Gelişim Psikoloji

Kişisel Değişimin İtici Gücü İstek

Ne dersek diyelim, kişisel gelişim ve ilerleme içinde değişimi barındırıyor. Bu, çeşitli kişisel gelişim programları için de geçerli, psikoterapi için de geçerli, hatta okuduğumuz bütün okullar için geçerli. Eğitim psikolojisinde bir şeyi öğrenmek, bir konudaki davranışların değişimi biçiminde tanımlanır.

Bir diğer yandan da tüm bunları hiç söylemesek bile en azından şunu biliyoruz ki insanlar zaman içinde hem değişirler hem de değişmeyi isterler.

Ancak sıklıkla karşılaşılan sorunlardan biri, değişim karşısında isteksiz olmaktır. Bu nedenle kişisel değişim ya çok yavaş ilerlemekte ya da hiç ilerlememektedir.

Kişisel değişimin en büyük itici gücü istektir. İsteyince her şey olur gibi sözler söylenir fakat bu sözlerin hepsi eksik, yarım bırakılmış sözlerdir. İstek, bakkallarda marketlerde satılan bir şey değildir. Kişinin kendi içinden geldiği sürece değişime itici güç sağlar. Tam bu noktada, ben bir çok şeyi çok istediğim halde değiştiremiyorum diyenleri duyar gibi oluyorum. Bu gibi durumlarda isteğinizin gerçekten çok olup olmadığını irdelemek lazım. Bir şeyi gerçekten istemenin benim gözümde ölçüsü şudur: En çok sevdiğiniz yemeği yerken zorlanıyor musunuz? Yanında en çok zaman geçirmek istediğiniz kişilerle beraberken yaşam nasıl? En sevdiğiniz iş/hobi ile ilgilenirken yoruluyor musunuz? Mesele burada. Gerçekten çok istediğimizi zannettiğimiz bir çok şeyi gerçekte hiç istemiyor olma ihtimalimiz bile vardır. Bir şeyi gerçekten çok isteyip istemediğinizi anlamak için bunu çok sevdiğiniz başka şeylerle karşılaştırabilirsiniz. Odun taşımayı çok seven ve çok isteyen biri ancak çok uzun zaman sonra yorulur.

Eğer bir futbol fanatiği iseniz taraftarı olduğunuz takımın maçına giderken ayaklarınızın hiç de geri geri gitmediğini gözleyebilirsiniz. Maç için bileti almak koymaz, hava durumu sizi engellemez, stadyumda iyi bir yer bulamamak sizi etkilemez. Çünkü işin içinde gerçekten istediğiniz bir şey vardır.

Hayatınızda değiştirmek istediğiniz şeyler üzerine çalışabilmek için de doğal arzu ve istekleriniz üzerine yoğunlaşmalısınız. İstemediğiniz bir şeyi zorla isteyebilmeniz söz konusu olamaz. Kendinizi ne kadar zorlarsanız zorlayın bir süre sonra hem ruhunuz hem de bedeniniz size bu zorlamadan çok daha şiddetli biçimde cevap verebilir.

Başlangıç için kendinizi kendinizin akışına bırakın. Şu anda en çok yapmak istediğiniz şey ne ise onu yamaya çalışın. Hayatın ne kadar kısa olduğunu da aklınızdan çıkarmayın.

Categories
Genel

Malumu İlan Etmek: Hayat Kısa!

Şu anda bu yazıyı okuyorsanız ya tuhaf bir olasılıkla buraya denk geldiniz ya da ben size bu yazının adresini verdim. Başka bir ihtimal söz konusu olamaz çünkü şu anda burada bir blog olduğunu henüz kimse bilmiyor. Elbette ilerleyen günlerde bu böyle olmayacak. Bu blogun duyurusunu hem kendi kişisel blogumdan yapacağım, hem de çeşitli sosyal iletişim sitelerinde adresini vereceğim.

Burada neler yazacağım, ve neden bir blog daha oluşturma gereksinimi duydum? Kendi kişisel blogum, yazmak istediğim birçok şey için harika bir yuva oluşturuyor. Ancak, her ne kadar tek bir kategori altında toplayabilmem imkan dahilinde değilse de, yine de insana ve evrene dair, insanın ve evrenin ruhuna, zamana, öğretilerime dair yazılarımı ayrı bir blog altında yayınlamanın daha doğru olacağını düşündüm.

Şimdilik, kategoriler kısmında önden hazırladıklarım; Eğitim, Felsefe, Güncel, Genel, Kişisel Gelişim, Psikoloji, Sosyoloji, İş Hayatı. Bu kategorilere yeni alanlar ekleyeceğimi pek sanmıyorum, belki ilk anda hatırlayamadığım birkaç şey daha olabilir ama fazla da değil.

Ayrı bir blog açmamın bir başka nedeni de burada yine bu konulara özel sesli ve görüntülü yayınlar planlıyor olmam. Bunlar da konu dağınıklığı biraz genişlemeye başlamış olan kişisel blogumda yayınlayamayacağım kadar özel tutmak istediğim şeyler.

Başlangıç için sanırım bu kadar açıklama yeterli. Dahasını ilerleyen günlerde faaliyet olarak göstereceğim.

Sevgiler…