Categories
Kişisel Gelişim Popüler Psikoloji

Antidepresan Nedir, Nasıl Kullanılmalıdır?

Son yirmi yılın en meşhur ilaç gruplarından biri SSRI adıyla sınıflandırdığımız yeni nesil antidepresanlardır. Bunlardan en bilineni Prozac’tır. Diğerlerinden bazıları; cipram, lustral, ve bunların türevleri olarak sayılabilir.

Depresyon, daha evvel bir yazımda da belirttiğim gibi, beyindeki serotonin trafiğinin bozulmasıyla ortaya çıkan tıbbi bir rahatsızlık olarak nitelendirilmektedir. Bu bozukluk, serotoninin bir hücreden diğerine geçişi sırasında geçişinin engellenmesi ve beyinde yeterli çoğunlukta seyahat edememesidir. SSRI sınıfı antidepresanlar, serotonin trafiğini düzenlerler. Serotonin bir hücreden diğerine geçemeyip geri dönerken geri dönmekte olduğu hücrenin onu kabul etmesine engel olur ve böylelikle serotonin beyindeki gezintisini rahat rahat sürdürür.

Bu ilaçların etkilerini gösterme süreleri bünyeden bünyeye değişir. Bu süre genelde iki hafta ila iki ay arasında olarak tanımlanır.

Antidepresanlar mutlaka bir psikiyatrist kontrolunde kullanılmalıdır. Başlama ve bitirme kararı psikiyatristle birlikte verilmeli ve bu tür ilaçları almak psikiyatrist onayı olmadan sonlandırılmamalıdır.

Antidepresan kullanan çoğu kişi genellikle ilaca başladıktan iki ay kadar sonra kendilerini iyi hissederek artık ilaca ihtiyaç duymadılarını düşünürler. Oysa antidepresan etkisini göstermeye başlamıştır ve tıpkı antibiyotikler gibi belli bir süre kullanılmaları gerekir. İkinci aydan sonra ilacı kesen birçok depresyon hastası vardır ve hepsi kısa sürede depresyon tuzağına geri dönerler.

Antidepresan kullanım süresi genelde en az altı ay olarak kabul görmüştür. Kalıcı bir tedavi için antidepresanlar değişik dozlarda yıllarca kullanılabilir.

Kullanım süresi konusunda ilaç firmalarının içten davranıp davranmadığı hakkında tartışmalar sürmektedir. Ancak ben kişisel tecrübelerime dayanarak minimum altı ay, ortalama bir ya da iki yıl gibi bir sürenin en iyi sonuçları doğurduğunu söyleyebilirim (kişisel tecrübedir, güvenmeyiniz ve psikiyatrınıza danışınız).

Depresyon tedavisinde ilaç kullanımı tek başına kalıcı iyileşme sağlayamaz. Mutlaka psikoterapi tedavi sürecine eşlik etmelidir. Benzer biçimde, tek başına psikoterapi depresyonun kökünü kurutmak için yeterli çözüm olmayabilir. İlaç tedavisi artı psikoterapi depresyonla baş etmenin en sağlıklı yoludur.

Categories
İş Hayatı Kişisel Gelişim Popüler

Prezentabl Olmak

İnsan Kaynakları kitaplarında, gazetelerdeki iş ilanlarında sıkça rastladığım birşey bu. Toplumun genel algısında bir yeri var ki hiçbirimiz anlamını sorgulamaya gerek görmeden ne demek istendiğini anlayabiliyoruz. Ancak, günümüz dünyasında birçok konuda olduğu gibi prezentabl olmak konusunda da muazzam aldatmacalar söz konusu.

Kelime anlamı olarak prezentabl olmak, sunulabilir olmak anlamını taşıyor. Ama ben sizi bununla sıkmak istemiyorum. Herkesin kapitalist düzen ve onun organları hakkında lümpenleşmiş tespitler okumaya doyduğuna inanıyorum. Beni esas ilgilendiren şey ise prezentabl olmaya çalışanların zihinlerindeki yanlış ve işe yaramaz izdüşümleri bulup onları yok etmek.

En basit anlamıyla prezentabl olmak; göze hoş görünmek, etkileyici bir görünüme sahip olmak anlamında kullanılıyor. Yine de, bunun yaygın tarifi ve prezentabl olma yolları şık takım elbiselerle, kıyafetlerin ütülü, ayakkabıların cilalı olmasıyla, her sabah traş olmakla/fön çekmek-çektirmekle, vb. gerçekte sizi prezentabl olmaktan ziyade fazlalıkları budanmış bir ağaç kadar düzgün, kabul edilebilir fiziki görünüme sahip olmak yönünde ikna etmeye çalışarak yapılıyor.

Hayatınızın herhangi bir döneminde, etrafınızdaki herhangi birinden daha fazla dikkat çeken, göze çarpan, yanında olmak istenen, söylediklerine herkesin söylediklerinden daha çok inanılan, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin birçok kişinin etkilendiği insanları düşünün. Örneğin Fidel Castro, Seth Godin (evet, şu mor inek kavramının yaratıcısı), ssg, vs. Ayrıca bu kadar uzaklardan örnek aramanın yanısıra yakın çevrenizi hatırlayın. Ailenizde, işyerinde, okulda, sokakta diğerlerinden daha güvenilir görünen, sözüne daha çok inandığınız, herhangi birinden daha fazla beraber çalışmak, zaman geçirmek istediğiniz insanları hatırlayın. Bunlardan hangileri günümüz dünyasının presentabl olmak düzemecesi ile uyumlu? Kaç tanesi? Kaç tanesi “sunulabilirliğini” günlük traşı, fönü, kıyafetlerinin ütüsü üzerine kurmuş? Kaç tanesinin sizi çeken özellikleri bunları kapsıyor?

Cinsel tercihinize göre zihninizde canlandırın: Sizin için çekici bir bedeni/yüzü olan ve ama saçları darmadağınık, kıyafetleri ütüsüzü biriyle mi zaman geçirmek istersiniz yoksa sizin için itici bir bedeni/yüzü olan ve ama saçları bakımlı, kıyafetleri ütülü, ayakkabıları pırıl pırıl olan biriyle mi? Bu görsel imgeleri gözünüzde canlandırın.

Bu söylediklerimi, tüm bu düzmecenin bir parçası olan uzun saçlı, motorsikletli alfa erkek masalı ile de karıştırmamanızı rica ederim.

Halit Kıvanç bir gün stüdyoya üzerine bir çuval geçirmiş olarak gelse, ben onun ustalık dolu program sunumunu yine de dinlerim. En sevdiğiniz yazarın yeni romanını, tuvalet kağıdına yazılmış olsa bile seve seve okursunuz. En sevdiğiniz yemeği, tabakta nasıl sunulursa sunulsun, temizliğinden ve sağlıklı olduğundan şüphe duymadığınız müddetçe yemekten çekinmezsiniz. Çok hoşunuza giden bir melodi varsa bu melodinin hangi enstrümanla çalındığı sizin için melodiyi duymak kadar önemli değildir.

Sizlere “önemli olan ruh güzelliğidir” demiyorum. Günümüzün genel geçer kurallarına göre prezentabl olmak yanlış yorumlanmakta ve anlatılmaktadır diyorum.