Categories
Genel Kişisel Gelişim Psikoloji

Şüpheleri Gerçek Kılmak İçin Harcanan Çabalar

Kişinin kendisini sabote etmesi, kendi yıkımını hazırlaması açısından hatırı sayılır çabalardır.

Örneğin bir dersten asla geçemeyeceğini düşünen birinin o dersten geçmek için bir çaba göstermemesi bu alanda sık rastlanan örneklerden biridir.

Toplum içinde dışlandığından şüphelenen birinin herkese ters ve soğuk davranarak bunu garanti altına alması da örnek olarak gösterilebilir.

Sevgilinizin sizi sevmediğini düşünüp onun karşısında itici olabilmek için elinizden geleni yapıyorsanız bilin ki sebebi şüphelerinizi gerçek kılmak için elinizden geleni yapıyor oluşunuzdur.

Kişinin kendi kendini yıkmak isteyişinin tarihi kısa değil. Uzun bir zaman hem kişiler hem de toplumlar kendilerini yıkıcı faaliyetlerde bulunmuşlardır. Tam bir fenomen.

Elbette ben yine pratik davranarak zaten kısa olan hayatımızı çekilmez bir konser, sıkıcı bir parti haline getirmemek için zaman kazandıracak, bir an evvel şuur açacak cümleleri kurmaya çalışmak derdindeyim. Bu nedenle sepebler üzerinde durmak istemiyorum. Böyle davranışların birçok sebebi olabilir. Bu merakı gidermek ve bunlardan kurtulmak için en doğru yol psikologlara danışmak olacaktır.

5 replies on “Şüpheleri Gerçek Kılmak İçin Harcanan Çabalar”

Bu biraz da, “Cam tavan teorisi” ile ilgili bir durum olsa gerek. Bir ya da bir kaç kez başarısızlığa uğradığımızda; hiçbir zaman başaramayacağımızı, – başarısız olduğumuz şeyle ilgisi olmasa dahi- her şeyde başarısız olacağımızı düşünerek çaba göstermekten vazgeçiyoruz. Sonuçta bu kendi kendini doğrulayan kehanet gibi oluyor: “Olmayacağını biliyordum ya da bir terslik çıkacağından emindim!”.
Ama öte yandan, her şeye pozitif bakan, ” her şey çok güzel olacak” felsefesindeki insanların tutumlarını da doğru bulmuyorum. Bir noktadan sonra iş Pollyannacılığa dönüyor: Gerçekler aksini söylese de insanlar kendilerini akıldışı iyimserliğe kaptırıp başlarına ( ya da diğer insanların başına ) olmadık belalar açıyorlar.
Her şeyde olduğu gibi doğru olan dengeyi kurabilmek, “akılcı iyimserlik” olsa gerek, yanılıyor muyum ?

ben nedense arkadaslarımla kavga ederek kendımı ustun sanıyorum sonra arkadasım benı yıktığında niye yaptım die kendı kendımı yiorumm hep kendımı kılıktan kılga sokuyorum bır efendı bır yıkıcı bi insan bide sakacı bi insan kendı kendımı dogru duzgun bi kefeye atamıyorum kendıme cok sınırlenıyorum bazı yaptıgım hal ve hareketlerde kendımın yanlıs olugunu bılıyorum ama yapıyorum sorumlulugumu yerıne getıremıyorum hıc, iyi bi insana olmak ıstemısımdır cevremı degıstırmek ıstıyorum ama bı turlu yapamıyorum kendımı derse vermek ıstıyorum ama olmuyor ne kadar denesemde olmuyor cok eksıgım var hemde cok arkdaslarım yanında hep saf ezik bi durumum var dogru duzgun cumleler kuramıyorum okulum da ne kadar ogretmenıme danıstıysam ne kadar rehberlık servısıne gıtıysem olmuyor 1 yada 2 gun etkısı oluyor ogretmenım roman okumamı tavsıye ettı her hafta 5 10 sayfa okuyum bırakıyorum cok sıkılıyorum yanı ben nasıl degısebılırım hep iyi yerinde efendi konusmak yerinde saka yapmak yerinde işler yapmak ıstıyorum benimle ingilendıgınız içiç teşekur ederımm:) 🙂 🙂

@mücahit: şikayetleriniz hakkında yazdıklarınızdan belli ki aslında yolun yarısını aşmışsınız bile.

istediğiniz yönde değişebilmek sizin elinizde ancak biraz daha sabırlı olursanız yaşam sizin için daha kolay olacaktır.

anlattığınız davranışlarınızdan birçoğu yaşınız için anormal sayılmaz. hayatta kişinin kendini bulması zaman alan birşey. sizin yaşadıklarınız da bu doğrultuda iniş çıkışlar.

rehberlik servisine gittiğinizde bir iki gün etkisi oluyor demişsiniz demek ki ilerleyen günlerde bu etkiyi artırma şansınız var.

kendinize çok yüklenmeden zamana yayarak çalışın.

roman okumak işe yarar birşey, ben de deniyorum faydasını görüyorum ama tabii kendinizi yavaş yavaş daha fazla okumaya alıştırsanız daha iyi olur. mesela 5-10 sayfa yerine 10-15 sayfa bile bir adımdır.

çabalarınızdan vazgeçmeyin.

yorumlarınız için teşekkür ederim.

@mücahit: ayrıca yorumunuzu bu yazıya yapmış olmanız hayatınız konusunda kendi kararlarınızı verdiğinizi ve kendi tercihlerinizi yaptığınızı da anladığınız anlamına geliyor. Bu önemli bir ipucu. Yani yolun yarısını geçmişsiniz derken bunu durup dururken söylemedim. Yorum yapmak için de bu yazıyı seçtiğinize göre durumun çaresiz olmadığının farkındasınız.

Comments are closed.