Categories
Genel Kişisel Gelişim Psikoloji

Kişisel Gelişim Kitapları Neden İşe Yaramıyor?

Geçtiğimiz yüzyılın son çeyreğinde başta A.B.D. olmak üzere birçok ülkede kişisel gelişim kitapları en iyi satanlar listelerinde üst sıralara oturdular. Yine de birçok insan kişisel gelişim kitaplarını beğenmiyor, işe yaramadığını söylüyor, laf kalabalığı olarak nitelendiriyorlar.

Ben de şahsım adına kişisel gelişim kategorisine giren kitaplardan çok okumamış olsam da, elime geçirdiğim birkaç tanesinden de pek hazzetmediğimi itiraf etmeliyim. Bir yandan da bu kategorideki kitaplar nasıl hem bu kadar çok satılıp hem de bu kadar çok şikayet konusu oluyorlar? Değinmeye değer bir konu.

Birçok kişisel gelişim kitabı maalesef sizin kişisel gelişiminizden ziyade toplum karşısında gelişmiş biri olarak kabul görmeniz esasına dayalı. Bu nedenle de birey olarak bu kitaplardan kendi gelişiminiz adına bir mesafe kaydetmeniz biraz zor.

İnsanın işinde daha başarılı olması, daha iyi bir sevgili, eş, anne, baba, arkadaş olabilmesi kişisel gelişim değildir. Dolayısıyla bu yönde bir değişimi empoze eden, zorlayan kitapların kişisel gelişime katkıda bulunmaları elbette zordur.

Başlangıçta gerçekten çevreden daha çok onay görmek üzere değişmek isteyen birey herkesi aynı anda aynı derecede mutlu edemeyeceğini anlayınca hem yaşama hem de kişisel gelişim kitaplarına isyan eder. Böyle olması son derece doğaldır. Eğer kişisel gelişim için çıkış noktanız etraftan daha fazla saygı ve kabul görmekse, toplumun değişik kesimlerinin ne kadar farklı değer yargılarına sahip olduğunun farkına vardığınız an bu bir hayal ıkırıklığı yaratabilir.

Ama maalesef çoğu insan kişisel gelişim dediğimiz zaman farkında olmadan toplumda daha fazla kabul görmek, daha çok para kazanmak, toplumun belirlediği kriterlere göre başarılı olmak gibi şeyler anlıyor.

Bir diğer yandan da toplumun kriterleri o kadar değişken ve ikiyüzlü ki, bireyden talep edildiği hissettirilen şeyler yerine getirildiğinde toplum oyunu çoktan başka hal ve davranışlar doğrultusunda kullanmış oluyor.

Bu nedenle de argümanlarını topluma kendini daha çok beğendirmek üzerine kurmuş olan kişisel gelişim kitaplarının bir işe yaramaları imkan dahilinde değil.

Kişisel gelişimin anahtarı herşeyden önce kişinin kendi doğasını tanıması ve kendi doğasının elverdiği şartlar ve imkanlar dahilinde kendisini geliştirmesidir. Zaten bunun yerine toplumu ölçü alan bir kişisel gelişim, genel geçer kriterlere ulaştıktan sonra mutlaka sekteye uğramaya mahkumdur. Hayat kısa ve bu kısa hayatta kendinizi geliştirmek istiyorsanız bu gelişimin ne yönde olması gerektiğine dair ölçütleri de kendiniz belirlemelisiniz.

7 replies on “Kişisel Gelişim Kitapları Neden İşe Yaramıyor?”

Güzel bir yazı olmuş. Benim burada merak ettiğim konu, GTD(Gettings Things Done) gibi kitapların da bu kategoriye girmesi mi girmemesi mi. GTD’de kendini geliştirmekten ziyade, hayatı düzene sokma gibi bir hedefi var. Hayatınızı nasıl verimli kullanabileceğinize dair ipuçlar. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Çünkü bu kitapı alıp da okuyan çok, ve aksine beğenen de çok.

Bence önemli olan kişinin okuduğu kitaptan aradığı bilgiyi alması ve fayda görmesidir. Benim gözümde ölçü budur. İnsanların işine yarıyorsa ve gelişimlerine katkıda bulunuyorsa o kitap iş görüyor demektir.

Senin de dediğin gibi önemli olan kitabın okuyucuya ne verdiği değil okuyucunun kitaptan ne aldığıdır. Ben sadece içindeki güzel sözler için okudum hep bu türde kitapları ve düşüncelerimi bu sözler çerçevesinde oluşturdum. Her kitaptan her düşünceyi alıyorum diyen kişi yalan söylüyordur bana göre o yüzden tamamen gereksiz olmasa da Kişisel Gelişim kitapları da yaratlı olabilir.

İşe yaramamasının temel nedeni “uygulama eksikliği” bana göre.

Eğer siz okuduğunuz esere “laf salatası yapmış işte…” gözüyle bakarsanız o eserden alacağınız fayda da sınırlı olacaktır.

“sadece laf salatası” olan “kişisel gelişim” kitapları yok mu peki? Tabii ki var. Fakat isteyen o kitaplardan bile kendine ders çıkartabilir.

Kişisel gelişim; yaşam tarzınızla, kendinizi yeniden şekillendirmeye ve “evrim geçirmeye” isteğinizle ilintili. Siz bu yönde istekli olmadıktan sonra 20 DVD’lik kişisel gelişim kütüphaneniz olsun yine bir yere varamazsınız.

Tersi de doğru. Eğer kişisel gelişim gözünüz (ki buna “gönül” gözü de derler) açılmış ise, bazen “laf salatası” tarzında bir kitapta satır arasında yakaladığınız bir cümle bile sizi çok farklı yerlere sürükleyebilir.

Paylaşmak istedim,
Volkan.

Tam bu konuda yani bu kitapların neden başarılı olamadığı konusunda Ahmet Şerif İzgören’in “Hıdır Kişisel Gelişiyor” isimli kitabı var. Kendini geliştirerek 15 senedir çalıştığı ofiste şef olmak isteyen bir devlet memurunun hikayesini anlatıyor. Farklı farklı kitaplardan alıntılar yapılıyor ve Hıdır yani memurumuz ne denerse denesin başarısız oluyor. Kİtabın sonunda da Erhan isimli bir kişisel gelişim uzmanıyla karşılaşıyor. Bu kişi Ahmet Şerif İzgören’in kitaba yansıyan yüzü gibi (bence). Kitapların başarılı olamayacağını çünkü farklı kitlelere, farklı olgulara dayanarak yazıldıklarından bahsediliyor. Sonucu ise sizin yukarıdaki yazının sonuç bölümünde olduğu gibi bitiriyor;

Kişisel gelişimin anahtarı herşeyden önce kişinin kendi doğasını tanıması ve kendi doğasının elverdiği şartlar ve imkanlar dahilinde kendisini geliştirmesidir.

Aslında o biraz daha eklemeler yapıyor sonuca. Diyor ki insan önce elinde olanların kıymetini bilerek yola çıkmalı, aksi takdirde gelişemediği gibi gerilemeye başlar deniyor.

Bu bahsettiğim düşüncelere tamamen katılıyorum. Belki kişisel gelişim için bir çok kitaptan bir çok tavsiye verilir fakat insan önce bir kendini tanımalı, bir adım geri atıp hayatına farklı bir insan gözüyle bakmalı. Elindekileri görmeli, potansiyelini bilmeli ve ondan sonra yapacaklarına karar vermeli.

Saygılar
Erhan

Şerefsizim bu konu benim de aklıma gelmişti. Hatta daha ileri giderek nasıl oluyor da bu türde satılan milyonlarca kitaba rağmen dünya daha iyi bir yer haline gelmiyor diye de düşünmüştüm.

Bence;

sorun kitaplarda değil, insanlarda. Daha iyi bir iş, eş, yaşam vb. şeyler talep eden, varolan durumdan mutsuz olduklarını söyleyen insanların çok azı bu konuda samimi. Örnek verelim; diyelim ki (hemen herkes gibi) kilonuzun fazla olduğundan şikayetçisiniz ama (gene herkes gibi) diyet/spor yapmıyorsunuz. Neden diyet yapmıyorsunuz da şikayet etmeye devam ediyorsunuz?

Herkes elindekinin daha iyisini istiyor ama istediğini hak edecek kişi olmak için gereken çabayı göstermekten kaçınıyor.

İnanmayın mutsuz insanların ağlak şikayetlerine. Önemli bir kısmı mutsuzluğu ile mutlu.

Özellikle yurtdışı genellikle amerika menşeili kişisel gelişim kitapları daha çok o yörelerin ekonomik sıkıntıları başka bir tabirle gerçek sıkıntıları olmayan insanlarına hitap ediyor.Sadece pozitif düşünme ile tüm sıkıntılarından daha doğrusu kuruntularından kurtulmalarını sağlıyor.Ama yurdum insanı bu kitabı eline aldığında kitabın öğretileri doğal olarak saçma geliyor ve bu tarz kitaplardan soğuyor.Bu yüzden bir kişisel gelişim kitabı okursanız özellikle bu coğrafya insanını daha iyi tanıyan kendi içimizden çıkmış yazarları okumak bence daha mantıklı.Ahmet Şerif İzgören,Mümin Sekman,Erdal Demirkıranı tavsiye ederim.Çünkü bunların hepsi düşünceden ziyade eyleme geçmeyi tavsiye ediyorlar.Okuduğunuz zaman oldukça motive oluyorsunuz ama harekete geçip geçmemek tabi kişinin kendi tercihi.

Comments are closed.